Hacettepe üniversitesi devlet konservatuarı mezunuyum. Şeflik ve kompozisyon bölümünde eğitim aldım. Çeşitli orkestralarda şeflik ve bir süre üniversitede hocalık yaptım. Öğretim üyeliğinden ayrıldıktan sonra Ankara'da özel dersler verdim. Yüzlerce öğrencim oldu.
Piyano eğitiminin yanı sıra aşağıdaki dersleri de veriyorum.
1. Yan flüt (başlangıç), 2. Trombon (profesyonel) 3. Solfej ve nota bilgisi, 4. Şan dersi 5. Armoni
Bir süre tiyatro yaptım. Rüştü Asyalı'dan diksiyon ve temel tiyatro eğitimi aldım. Festivallere katıldım. Bu kapsamda 'diksiyon" ve "etkili konuşma" eğitimi de veriyorum.
Her öğrenciyi kabul etmek etik değildir. Bir akademisyen olarak ticari bir kaygı taşımıyorum. Öncelikle ücretsiz olarak müzik yetenek testi yaparım. Yetenekler göz rengi gibidir. Tanrı'nın kodlamadığı bir yeteneğin üstüne gitmek zaman kaybıdır. Her insan yaşama belli yeteneklerle gelir. Bazıları müzik yeteneği ile donanmış olarak, bazıları da; resim, edebiyat, mimari, matematik, dans veya başka bir yetenekle doğar. Bu konuda kendini eksik hissetmek "göz rengim neden mavi değil" diye üzülmeye benzer. Gereksizdir.
Ayrıca çocuklarla yapılacak müzik eğitimi oldukça zordur. Zira çocukların odaklanma süresi kısadır. Onları motive etmek, teşvik ve oyunlarla derste kalmalarını sağlamak sabır işidir. Çocuklar minik bir olumsuzlukta kendilerini başarısız hissederler. Bu durum onlarda; evde piyano başına oturmamak, derse gelirken mutsuz olmak gibi neticeler doğurur. Bir bakarsınız eski heyecanları kaybolmuş. Bu konuda tecrübe önemlidir. Çocuğun başarı hissini sürekli taze tutmak, alacağı kadar vermek, oyun oynamak, dersi eğlenceli kılmak hocanın işidir. Eğer yeteneği varsa başarısız çocuk yoktur. Ancak başarısız öğretmen vardır.
Ben mutlaka yetenekli ve istekli öğrenciyi kabul ederim.
Aynı cümleler büyükler için de kurulabilir. Her yaşta müzik eğitimi alınabilir. Benim için büyüklerin de çocuklardan farkı pek yoktur.
